Küresel Sağlık ve İklim Değişikliği
COVID-19 den İklim adalet ve sağlıklı ve yeşil kurtarmaya odaklanarak amacı, hükümetleri, işletmeleri, kurumları ve finansal aktörleri yeşil, sağlıklı ve dirençli bir iyileşme sağlamaya yaptığı çağrıyla farkındalık yaratmak olan Küresel anlaşmaların ışığında Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazeteciler Derneğinin (EGD) Isınma kurultayı İzmir Belediye destekleriyle gerçekleşti.
Kurultayın kapsayıcı teması doğrultusunda, sağlıklı ve yeşil iyileşme ile ilişkin oturumları içerdi. Doğa, gıda sistemleri, sürdürülebilir altyapı, temiz enerji, şehirler ve kirliliğin durdurulması akıllı tarım ve sürdürülebilir gıda sistemleri, eğitim ve sivil toplum katılımıyla, doğa temelli çözümler ve diğerleri işlendi.
COVID-19 toplumlarımızı alt üst etti ve toplumlarımızın sağlığı ve direnci üzerindeki yıkıcı etkileri, yıkıcı borçlar, sürdürülebilir kalkınmada bir yavaşlama ve iklim gibi diğer sağlık tehditlerine karşı artan kırılganlık da dahil olmak üzere zor kapanır yaralar açtı.
İklim değişikliğinin küresel sağlık tedavisi, küresel işbirliğini, artan finansmanı ve çözümlerin adil paylaşımı gerektirir. İklim değişikliğinin ana itici gücü olan fosil yakıtların yanması, insanların ölüme neden olan dış hava kirliliğine maruz kalmasına da katkıda bulunuyor.
İnsan refahı ve ekonomiler için toplam maliyet çok büyük. Tek başına hava kirliliği, her yıl ilgili örgütlerin verdiği rakamlara göre küresel olarak tahminen 5,11 trilyon dolara mal oluyor. En yüksek sera gazı emisyonlarına sahip 15 ülkede, hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkilerinin GSYİH’lerinin %4’ünden fazlasına mal olduğu tahmin ediliyor.
Bilim adamlarına göre, insanlığın iklim değişikliğini tamamen önleyebilmesi pek mümkün değil. Bununla birlikte, uluslararası toplum, geri dönüşü olmayan çevresel sonuçlardan kaçınmak için sıcaklıktaki artışı kontrol altına alabilmektedir. Bunun için sera gazı emisyonlarını sınırlamak, alternatif enerji geliştirmek ve ısınmadan kaynaklanan riskleri azaltmak için bir strateji geliştirmek gerekiyor. iklim değişikliği ve bu olgunun sonuçlarıyla mücadelede hepimize sorumluluk düşüyor.
Medyaya düşen görevi ifa eden EGD mükemmel bir kurultay programı gerçekleştirdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, iklim değişikliği nedeniyle gelecekte olabilecek kuraklığa karşı vatandaşları bilgilendirmek ve tarımda doğru yöntemleri uygulamalı olarak anlatmak amacıyla kurulan Sasalı Doğal Yaşam Parkı’nın içinde 15 bin metrekarelik alanda yer alan Sasalı İklime Duyarlı Tarım Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Gazetecilere tanıtıldı.
Yetkililerin verdiği bilgiler göre; Enstitü “Doğa Esaslı Çözümler” projesi için 2 milyon 300 bin Avro Avrupa Birliği’nden alınan hibe ve geri kalan kendi bütçeleriyle oluşturuldu.
Sasalı İklime Duyarlı Tarım Eğitim ve Araştırma Enstitüsünde topraksız tarım ve dikey tarım uygulamaları anlatıldı.
İzmir turizmi atağa geçirecek Başkan yardımcıcının sunumundan sonra Başkan Tunç Soyer’in bizzat sınduğu Cittaslow anlatıldı.
Seferihisar 2009 yılında küreselleşmenin kentleri aynılaştırmasına karşı çıkan Cittaslow hareketine katılıyor. 28 ülkede 182 üyesi olan bu birliğe üye olan kentler belirlenen kriterler çerçevesinde projeler geliştirmek ve uygulamak zorunda. Seferihisar küreselleşmenin kentleri aynılaştırmasına ve özelliklerini yok etmesine karşı çıkan birliğin belirlediği kriterlerleri yerine getirerek Türkiye’nin ilk Cittaslow’u oluyor.
“Cittaslow Metropol sadece kentin fiziksel yapısını değiştirmeyi değil topluma da dokunmayı içeren uzun bir yolculuk” diyen Başkan Tunç Soyer’den İzmir’in de dünyanın ilk Cittaslow Metropol” (sakin şehir) metropolü olduğunu öğrenmiş oluyoruz.
30 ülkeden 276 kentin belediye başkanının katılımıyla Cittaslow 2021 Genel Kurulun çevrim içi yapıldığını. Covid-19 salgını yaşam tarzımızın ve kentlerimizin artık değişmesi gerektiğini çok net bir şekilde gösterdiğini, kendi kendine yeten, üreten, insan ilişkilerinin ön planda olduğu Cittaslow felsefesinin kentlerdeki bu değişimin odağında olacağına inandığını belirtdi.
Başkan Tunç Soyer “İzmir bir yılı aşkın bir süredir sivil toplum temsilcileri, akademisyenler, uzmanlar ve kanaat önderleri ile İzmir’de başlayacak ve bütün dünyada uygulanabilecek bir büyükşehir yönetim modeli oluşturmak için Cittaslow Metropol projesi üzerinde çalışıyor. Proje kapsamında dünyadaki kent ve iyi yaşam perspektifleri analiz edilerek “yavaş yaşam” felsefesiyle bir araya getirildi. Cittaslow Metropol kent modeli insan odaklı, kentin değerlerini koruyan, sürdürülebilir, yüksek yaşam kalitesini hedefliyor. Cittaslow Metropol modelinin “Toplum”, “Kentsel direnç”, “Herkes için Gıda”, “İyi Yönetişim”, “Hareketlilik” ve “Cittaslow Mahalleleri” olmak üzere 6 ana teması var”şeklinde özet sunum yaptı.
yilmazparlar@yahoo.com